top of page
Search

Türkiye’de Enflasyon Muhasebesinin Tarihçesi: Geçmişten Günümüze




Türkiye ekonomisi zaman zaman yüksek enflasyonla karşı karşıya kalmış ve bu durum, işletmelerin finansal tablolarının gerçeği yansıtmamasına neden olmuştur. İşte bu noktada devreye giren enflasyon muhasebesi, finansal tabloları fiyat değişimlerinden arındırarak daha sağlıklı karar alma süreçleri sağlamayı hedefler. Peki Türkiye’de enflasyon muhasebesinin gelişimi nasıl olmuştur?

1. Enflasyon Muhasebesinin Kavramsal Temelleri

Enflasyon muhasebesi, hiper enflasyon dönemlerinde finansal tabloların gerçeği yansıtmaması sorununu düzeltmek amacıyla geliştirilmiş bir muhasebe tekniğidir. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'nda (UFRS) bu konu IAS 29 - Hiper Enflasyonist Ekonomilerde Finansal Raporlama standardı ile düzenlenir.

Türkiye’de ise bu uygulamanın temelleri özellikle 1990'lı yıllarda atılmıştır.

2. 1990’lar: İlk Yasal Düzenlemeler ve Zorunlu Uygulamalar

1990’lı yılların başında Türkiye, çift haneli ve zaman zaman üç haneli oranlara ulaşan bir enflasyon ortamı yaşamaktaydı. Bu durum, mali tabloların nominal değerlerle tutulması halinde ciddi yanıltmalar yaratıyordu.

1992 yılında Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikle enflasyon düzeltmesi kavramsal olarak mevzuata girdi ancak uygulamaya geçilmedi.

2003 yılında çıkarılan 5024 Sayılı Kanun ile enflasyon muhasebesi yasal bir zorunluluk haline geldi. Bu düzenleme ile işletmeler, 2004 yılı finansal tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutarak sundular.

3. 2005’te Uygulamanın Sonlandırılması

2004 yılında yapılan düzeltmeler sonrasında Türkiye, göreceli olarak enflasyonist ortamdan çıkış sürecine girdi. 2005 yılı itibarıyla enflasyon muhasebesi uygulaması askıya alındı, çünkü enflasyon oranı UFRS ve VUK açısından belirlenen eşiklerin altına düşmüştü.

Bu dönemden sonra enflasyon muhasebesi, sadece teori düzeyinde varlığını sürdürdü.

4. 2021–2023: Enflasyonist Baskının Geri Dönüşü

2021 yılından itibaren artan döviz kuru, küresel emtia krizleri ve parasal genişleme politikaları Türkiye’de enflasyonun tekrar hızla yükselmesine yol açtı. TÜFE oranı %60’ları aşarken, üretici enflasyonu (Yİ-ÜFE) ise %100’ün üzerine çıktı.

Bu gelişmeler, hem kamuoyunda hem de mali çevrelerde “enflasyon muhasebesi geri dönmeli” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

5. 2024–2025: Enflasyon Muhasebesine Dönüş

2023 yılı sonu itibarıyla, Türkiye Vergi Usul Kanunu açısından yeniden “yüksek enflasyonist ekonomi” olarak tanımlandı. Bu kapsamda;

  • 2024 yılı bilanço döneminden itibaren, enflasyon muhasebesi uygulaması yeniden başlatıldı.

  • Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) tarafından UFRS uygulayıcıları için Enflasyon Muhasebesi Uygulama Rehberi güncellendi.

  • Şirketlerin mali tablolarında geçmiş dönem kârlarının enflasyon düzeltmesine tabi tutulması ve sermaye yapılarına etkisi gibi başlıklarda yoğun teknik çalışmalar yapılmaya başlandı.

Sonuç

Enflasyon muhasebesi, Türkiye’de zamanın ruhuna göre devreye giren ve çıkan, ama mali gerçekliği sağlamak açısından son derece kritik bir uygulamadır. Geçmişten günümüze bu alandaki gelişmeler, işletmelerin sağlıklı finansal raporlama yapabilmesi ve karar alıcıların doğru analizlerde bulunabilmesi adına vazgeçilmez bir araç olduğunu göstermiştir.

2025 yılı itibarıyla yeniden uygulamaya alınan bu sistem, hem vergi uyumu hem de bağımsız denetim süreçlerinde büyük önem taşımaktadır.

 
 
 
Muhasebe Günlüğü'ne abone olmak ister misiniz?

Tebrikler! Bültene Abone Oldunuz.

© Copyright , 2024. Yasir Bugdayeken. Her hakkı saklıdır.

bottom of page